”Ülkenin çok sınırlı kaynakları, kur korumalı mevduat, dövize endeksli kamu-
özel iş birliği projeleri ve benzeri uygulamalarla bir avuç mutlu azınlığa akta-
rılmaktadır. Kendi yönettiğiniz TÜİK bile kurum içi sunumlarında, hissedilen
enflasyonu yüzde 126,4 olarak kabul ediyor. Yani resmî enflasyonun neredeyse
2 katı. Bu gerçek ortadayken vatandaşın gelir seviyesi ile tüketim alışkanlık-
larının farklı olmasından kaynaklı olarak algılanan enflasyonun farklı oldu-
ğunu iddia edemezsiniz. Hangi tüketim alışkanlığı?
Temel yaşam giderleri artık lüks mü oldu? Yoksulluğu yoksullukta eşitle-
mekten başka yaptığınız hiçbir şey yok. Bunu bir örnekle ifade edeyim: Benim
kendi seçim bölgemde, Zonguldak’ta, geçtiğimiz kasım ayında, Sosyal Yardım-
laşma-Dayanışma Vakfı aracılığıyla ihtiyaç sahibi vatandaşlara bu gördüğünüz
çuvallarla ücretsiz kömür dağıtımı yapıldı.
Vatandaşlarımızdan gelen şikâyetler üzerine biz gittik bu kömür torbalarını
inceledik. Torbalarda taş, toprak, toz, ne ararsanız var ancak kömür yok.
Biz bunu yaparken siz bir yerlerde, bir yandan “Şu kadar insana şu kadar
yardım yaptık.” diye sayılarla övünüyorsunuz. Vatandaşı giderek yoksullaştırıp
yardıma muhtaç hâle getiriyorsunuz. Kemerlerinizi biraz daha sıkın.” diyerek
yaptığınız bu tür yardımlarla resmen dalga geçiyorsunuz. Biz bunu gündeme
getirdik; göreniniz oldu, görmeyeniniz oldu fakat maalesef hiçbir şey değişmedi.
Sosyal medyayı inceleyin, seçim bölgelerinizde dolaşın. Bakın, bugün hâlâ
vatandaşın kapısına “kömür” diye getirilen şeyler, işte şu elimde tuttuğum,
bizzat benim çuvallardan çıkardığım taşlar maalesef, vatandaşlara bunları
dağıtıyorsunuz.
Vatandaş ekmek bulamasın taş yesin, çorba bulamasın taş kaynatsın, kömür
olmayınca da taşla ısınsın. Milletimiz taşı sıksa suyunu çıkarır ama inanın,
artık değil taşı, kemerini bile sıkacak gücü, hâli kalmadı. Mutlaka ve mutlaka
bu tabloyu düzeltmelisiniz, sizin sorumluluğunuzda, bizler de bunu sürekli
gündeme getirmeye devam edeceğiz.”