Toplumlarda görülen ataerkil yapıların en büyük sorunlarından biri maalesef kadın cinayetleri olmakta. Erkeğin fiziksel olarak üstün oluşu toplumsal cinsiyeti hemen her gün karşımıza çıkarıyor. Cinsiyet eşitsizliği toplumsal, kültürel, siyasi vs. birçok alanda görmek mümkün. Bu noktada ülkelerin eğitim yapıları, devletin politikaları, kanunları ve hizmetlerine yönelik aldığı ve uyguladığı kararlar bu eşitsizliklerin oluşmasına zemin hazırlayan unsurlar oluyor. Artık günümüzde daha bilinçli olmaya başladığımız düşünülünce kadınlar üzerinde oluşan bu her türlü şiddet ve eşitsizliği giderici ya da azaltıcı yasalar, teşvik politikaları, buna yönelik verilecek eğitimler vs. yapılmalı. Bu gidişata bir dur denmeli. Bugüne kadar yapılanlarla eğer bir çözüme ya da iyileştirmeye varılamadıysa o zaman başka yöntemlere başvurulmalı. Dünyanın her yerinde her kesiminde fiziksel ya da psikolojik şiddetin her türlüsüne maruz kalan kadın figürü maalesef azaltılamamakta. Toplumsal suçların sosyolojisini öğrendiğimde Durkheim’ın bakış açısının ne kadar doğru olduğunu düşünmüştüm. Toplumda bir sorun varsa suçlar bunun bir yansımasıdır. Demek ki toplumda sorun var, yetiştirilişte sorun var, eğitim ve disiplinlerde sorun var, hak ihlalleri ve artan cinayetler varsa demek ki önleyici ve müdahaleci politikalarda sorun var… Sorun var da, çözüm?
Türkiye’de hemen her gün üstelik çoğunlukla günde birden fazla olmak üzere kadın cinayeti ya da kadın şiddeti haberleri okuyoruz. Son yıllardaki artış ve özellikle eş ya da eski eş tarafından maruz kalındığı, kadının boşanmak veya terk etmek istemesi sonucu gerçekleştiği rakamlarla mevcut durumda. Kadına şiddetin bir de toplumsal gelişim üzerindeki etkisi var tabii ki… Bugün yine bir kadın cinayeti haberini bu sefer Ereğli’den aldık. Olay, boşanmak isteyen eşini konuşmak için evin önüne çağıran eşin, tartışmayla başlayıp kadına kurşun yağdırmasıyla son bulmuş. Bu erkeklerin kadına baskısı, şiddeti, zulmü, ısrarı bitmeyecek onu anladık da buna bir dur da mı denmeyecek? Sokak ortasında bir kadına kurşun sıkılmasının rahatlığı ne olacak? Kadına, çocuğa ve hayvana yaşatılan şiddete tahammülüm yok. Baktığımızda bu tür suçların ya da olayların artık sadece kültürel ortamla, eğitim seviyesiyle bir ayrımı olmadığını gördüğümüz örneklerde oluyor. Bu noktalarda daha çok şiddetin çeşidi değişkenlik gösteriyor. Hele ki günümüzde hemen her kesimden insan tarafından bu tür fiziksel&psikolojik&cinsel şiddet, taciz, cinayet vs. rastlamak mümkün.
Ben artık şiddet deyince aklıma ilk kadının gelmesini istemiyorum. Bu şiddetin de öncelikle kadın tarafından normalleştirilmemesi gerekiyor. Erkek tarafından kadına uygulanan şiddetin görülme sıklığı düşünüldüğünde bununla alakalı çalışmalar ve yaptırımlar olması da gerekiyor. Şiddete maruz kalan kadınlar için kurumlar, sığınma evleri, korunmaya dair kanunlar yok değil ancak yeterli olsa bu kadar kötü bir tablo karşımıza çıkmaz. Dün ismini hatırlayamadıklarımız, bugün Ereğli’de henüz 22 yaşında kocası tarafından kurşunlanarak öldürülen bir kadın, peki ya yarın?
