Zonguldak’ta yerel seçim merkezde fırtına gibi esiyor.

Başkan Alan, sahada. 

Erdem, mesai yoğun yapıyor.

Cem Dereli fırtınası esiyor.

Yeniden Refah, İYİ Parti, Vatan Partisi ve diğer partilerde sahaya çıktı.

İYİ Parti’de istifalar durmak bilmiyor.

Parti resmen çöküşte. Toparlanamıyor.

Bir kere güven esası sarsıldı mı, o bir daha kendine gelmiyor.

 Yeniden Refah adına merkez ilçe teşkilatı topyekün istifa kararı aldı.

Zonguldak-Merkez seçimi kıran kırana geçiyor.

AK Parti ve MHP ortak yol alıyor.Cumhur İttifakı sahada çok yoğun.

Ak Parti teşkilatı var. MHP teşkilatı var gibi.

Ak Parti’nin partilileri var ancak MHP tabanı çok da görünmüyor.

Cumhur İttifakı bu konuyu çözmeli.

Seçim almak için Cumhur İttifakını temsilen

MHP tam sahaya yayılmalı.

Bunu %100 göremiyoruz.

MHP 2019 seçimlerinde, yerelde ve merkezde

9 bin üstü oy almıştı.

MHP merkez ilçe olarak sadece il merkezinde 9 bin oy potansiyeli var.

Bu zaman zaman aday ile birlikte 10 bin hatta 11-12 bin

rakamlarını zorluyor.

Peki bu kritik seçmen oyu bugün için ne durumda?

4 bin, 5 bin diyebilir miyiz? Sanmıyorum.

Çok daha dip yapmış durumda.

Genel seçimlerde alınan 3.800 oyu baz almıyorum.

Alsak zaten geçmiş olsun.

Acilen ve ivedilikle toparlanma sağlanmalı.

Bakmayın sanal anketlere.

O anketler sadece para odaklı yapılıyor.

Açıkçası Zonguldak ruhuna ve özüne hizmet etmiyor.

İşin doğrusu Ak Parti ve MHP ortaklığında Cumhur İttifakı

olarak sanki bir ayak yok gibi.

Var ile yok arasında.

Taban sorunu ve yayılma oranı çok düşük.

Esas anket budur! Bu durum ve konum Zonguldak seçmeninde

çok güçlü görülüyor ve yaşanıyor.

MHP sahaya çok güçlü girmeli.

Cumhur İttifakının adayını, ortak adaylarını sözde değil,

özde bağrına basmalı.

Gerçi yerel seçimlerde de MHP il genelinde çok kıpırdanma

sağlayamamıştı.

Bir şaşkınlık aldı başını gidiyor.

İlçeler sessiz. Beldeler desen, yaprak kımıldamıyor.

Bu konuda yazacak çok konu başlığı var.

Şimdilik bu konuda bir es veriyoruz.

MHP ilçe merkezli sahaya yayılmalı.

Yoksa seçimi kazanmada 31 Mart gecesi yaşanan sorunların

bedeli herkese ve her kesime çıkar düşüncesindeyim.

Cumhur İttifakı Adayı Ömer Selim Alan, çok yoğun mesai yapıyor.

Ak Parti tüm birimleri ile geceli gündüzlü ve

kapsamlı çalışmaya imza atıyor.

MHP kısmı da tamamlandığında başarı gelir.

Bugünlük tespitimizi Cumhur İttifakı adına yaptık.

CHP’ninse sahaya çok güçlü çıktığını söyleyebiliriz.

Tahsin Erdem Başkan geç çıktı ama güçlü çıktı.

Büyük bir kampanya çalışmasına imza atılıyor.

Her yer pankartlarla doldu taştı.

Seçim bürosu çok kalabalık bir ortamda açıldı.

Gerçi sabahları kapalı. Herhalde öğleden sonra açılıyor.

CHP, Erdem Başkan’la yoğun mücadele yapıyor.

Her ne kadar CHP her zamanki gibi karışık olsa da.

Çalışma yoğun, oy potansiyeli güçlü.

Erdem Başkan yanında çantacı gibi gezen birtakım kendine

bile ihanet eden isimleri uzaklaştırırsa kendi adına olumlu olur.

O isimler zararlı madde ve toplumda karşılığı olmayan tipler.

Zonguldaklı olmaması da bir şans!

Onun için bu emanet isimler gönderilirse başkanın da önü açılır.

Devam edersek; birçok ailenin CHP ve Erdem Başkan’a kırgınlığı var.

Haberal ailesi, Şenol Şanal vs.

Bu ailelerin CHP’liliği tartışılmaz.

Yalnız kırgınlar, küskünlerin seçime kadar gönülleri alınabilir mi?

Bilemiyorum.

Merkez ilçe zaten ateş çemberi.

Bir de, bazı yayın organlarının parti sözcülüğüne soyunması…

Toplumda çok da hoş karşılanmıyor.

Tabii ki bu sözcülük sadece bir parti odaklı değil.

Herkes kendine yakın olduğunu düşündüğünü

veya kabul ettiğini taraftar gibi savunuyor.

Kendine yakın ilan etmeye çalışıyor.

Bir taraf eksi ise öbür taraf artı oluyor.

Bunun adına da basın anlayışı deniliyor.

Bizler her tarafa eşit olmalıyız.

Yapılan çalışmaları kamuoyuna aktararak yol almalıyız.

Halkın ve vatandaşın oluruna sunmalıyız.

Neredeyse sandığa gitmeden, oy atılmadan zafer ilan edecekler var.

Rüya görmeyin diye kaç kere dedim?

Hayal kurmayın. Gerçekler üzerine konuşun.

Ama nerede? Ara ki bulasın.

CHP bu handikaplarla yol alıyor.

Bakalım sonuç ne olacak?

O favori durumu daha ne kadar erimeyle yol alacak?

Veya üzerine konulabilecek mi?

Merkez’de hala daha projelerini açıklamayan,

proje sunumu yapmayan bir CHP görüyoruz.

 Ve son olarak; Cem Dereli fırtınası, rüzgarı gerçeği var.

Çok önceden seçim yarışına başladı. Seçime ortak oldu.

İl Başkanı Burak Erol’un siyaset dehasının olması,

bilgiçliğini de üstüne eklersek avantaj üstüne avantaj konuyor.

Merkez İlçe Başkanı Üstünyer’in de atom karınca misali

çalışmasını unutmayalım. Bir de Cem Dereli dehası sahaya çıkınca

olağanüstü gündem olunuyor. Doğruların konuşulması,

seçmenden de ilgi görmesi, Cem Dereli’yi çok öne çıkartıyor.

Tercih edilmesine vesile oluyor. Projeleri ise çok ses getirdi.

‘41 kere maşallah’ sloganı ile proje lansmanının da yapılması

il merkezli dokunuşlar ve temaslar halkta karşılık buldu.

Dereli Başkan’ın çok pratik çözümleri de ilgi ile karşılanıyor.

Handikap var mı, var.

Hala daha 19 mahalle için sahaya açınılamadı.

Veya 19 mahalleye ulaşılamadı, halka anlatılmadı.

Halk toplantıları yapılamadı. Bu eksiklik giderilmeli düşüncesindeyim.

Küçük ölçekli mitingler yapılmalı. Sunumlar gerçekleştirilmeli.

Projeler çok geniş çerçevelerle yansıtılmalı.

Başkan Cem Dereli, bu seçime renk ve heyecan getirdi.

Nasıl seçim çalışması yapılır konusunda resital sunuyor.

Şimdi de siyasi partilerin ‘’İrlandalılarından’’ bahsedelim.

İÇİMİZDEKİ İRLANDALILAR

Her partide İrlandalı var mı?

Bazılarında var.

Sayıları da o kadar çok ki…

Sayarak bitiremeyiz.

Ama bazıları artık resmen ‘Biz İrlandalıyız’ diyor.

Hele ki bunu her platformda dile getirebiliyor.

Nasıl bir siyaset anlayışı?

Etik kurallar, özveri, özgünlük, özdelik?

İrlandalılarda bunları bulmak çok zor.

Sözdelik ise pek çok…

Menfaat çatışması mı desek?

Halbuki siyaset adına partilerine üye olanlar, bu kriterleri kabul etmiş demektir.

Dava deniyor. Ne davası? Bu davaya ihanet değil midir?

Bunu her parti için diyorum. Bunu sağı solu yok.

Milliyetçi ve muhafazakar kanadı yok. Herkes için geçerli.

Siyaseti meslek haline getirenler de ayrı bir konu başlığı.

Hepsi değil ama geçmiş siyasetçilerin bazıları için Zonguldak küçülürken, ortadan karpuz gibi ikiye

Bölünürken iki il, iki üniversite içinden çıkarken herhalde turistik tatil köyündeydiler.

Zonguldaklı olsalar da bu sorun yaşanmazdı.

Nerede Zonguldak ruhu?

Emanetçiler o gün vardı, bugün yok.

Özde Zonguldaklılık olmadı, sözde Zonguldaklılıkla yürüdüler.

Zonguldak’ı amaç için değil, araç için kullandılar.

Sonuç ortada! Tam bir hezeyan, hezimet.

Ve ana konumuza dönersek; bugünlerde İrlandalı diye adlandıracaklarımızı

kamuoyunda sıkılıkla görüyoruz.

Seçimi baltalamayı misyon edinmişler.

Bunun da yanlış olduğunu düşünüyorum.

O zaman zemin kaygan oluyor.

Bunların yaptıkları İrlandalılıkları bile inandırıcı bulunmuyor.

Herkes birbiriyle İrlandalı anlayışıyla bir araya gelebiliyor.

Bu nasıl bir anlayış? Mide bunu kabul etmez.

İnsanlar bugün bunları gördükçe ‘Siyaset bu kadar çirkin mi?’ diye konuşuyorlar.

Topluma bu İrlandalılar kötü örnek oluyor.

Bu İrlandalılar ne zaman son olacak?

Hiçbir zaman.

Şimdilik nokta.